Evet, bir süredir ülkemiz gündemini yoğun bir şekilde meşgul eden WhatsApp ve yeni gizlilik sözleşmesinin biz de üzerinden geçelim.
Buradaki bu yazı uzun yıllara dayanan mesleki deneyimim sonucunda kişisel fikirlerimi içermektedir.
WHATSAPP SÖZLEŞMESİ MADDELERİ
- Altyapının ve dağıtım sistemlerinin iyileştirilmesine yardımcı olmak,
- Hizmetlerimizin veya onların hizmetlerinin nasıl kullanıldığını anlamak,
- Facebook Şirketi Ürünleri genelinde emniyeti, güvenliği ve bütünlüğü artırmak; örneğin sistemleri güvence altına almak ve spam, tehditler, kötüye kullanım veya ihlal faaliyetleriyle mücadele etmek,
- Onların hizmetlerini ve sizin bunları kullanma deneyiminizi iyileştirmek, örneğin sizin için önerilerde bulunmak (ör. arkadaşlar, grup bağlantıları veya ilginç içeriklerle ilgili öneriler),özellikleri ve içeriği kişiselleştirmek, satın alımları ve işlemleri tamamlamanıza yardımcı olmak ve Facebook Şirketi Ürünleri genelinde ilgili teklifler ve reklamlar göstermek,
- WhatsApp deneyimlerinizi diğer Facebook Şirketi Ürünleri ile birleştirmenizi sağlayan entegrasyonlar sağlamak. Örneğin, WhatsApp’ta satın aldıklarınız için ödeme yapmak üzere Facebook Pay hesabınızı bağlamanıza imkan vermek veya WhatsApp hesabınızı bağlayarak arkadaşlarınızla Portal gibi diğer Facebook Şirketi Ürünleri üzerinden sohbet etmenize olanak sağlamak.
WHATSAPP, KULLANICILARIN HANGİ VERİLERİNİ TOPLAYABİLİYOR ?
- Hesap Bilgileri
- Mesajlar
- Bağlantılar
- Durum Bilgisi
- İşlem ve Ödeme Verileri
- Müşteri Desteği ve Diğer İletişimler
- Kullanım ve Kayıt Bilgileri
- Cihaz ve Bağlantı Bilgileri
- Konum Bilgileri
- Çerezler
- Başkalarının Sizin Hakkınızda Sağladığı Bilgiler (Üçüncü taraftan sağlanır.)
- Kullanıcı Şikayetleri (Üçüncü taraftan sağlanır.)
- WhatsApp’taki İşletmeler (Üçüncü taraftan sağlanır.)
- Üçüncü Taraf Hizmet Sağlayıcıları (Üçüncü taraftan sağlanır.)
- Üçüncü Taraf Hizmetleri (Üçüncü taraftan sağlanır.)
TOPLANAN VERİLER NASIL KULLANILIYOR ?
- Yan Hizmetler
- Emniyet, Güvenlik ve Bütünlük
- Facebook Şirketleri Hakkındaki İletişimler
- Kurumsal Etkileşimler
Peki. Şöyle bir toparlayalım ve yorumlayalım mı ne dersiniz ?
Dijitalleşen ve dijitalleştikçe küçülen dünyada bir sistemin %100 güvenliğini sağlamak asla mümkün değildir. Her sistem kırılabilir, her veri elde edilebilir. Gerekli yetkinlikte maharetlere sahip olmak, deneyim ve gerekli sabra sahip olmak yeterli meziyetlerdir.
Bugün bir çok alanda dijital dünya ile artık sabah kahvaltıda yediğimiz ürünlerden öğlen nerede olacağımıza kadar tüm bilgiyi her yerde paylaşmıyor muyuz. (Takvimimiz, diyet listelerimiz, sosyal medya hesabımız ile üye olduğumuz platformlar, sosyal medyada gittiğimiz yerlerdeki fotoğraflarımız ya da check in ‘lerimiz ile vs.)
Facebook zaten yıllardır sahip olduğu sosyal medya platformları aracılığı ile bugün vermek istemediğimizi düşündüğümüz tüm bilgilere sahip. (Uygulamaların içinde ilk kurulumda galeri, rehber hatta mikrofon erişimi gibi alanlara erişim izni veriyoruz.) Üstelik bu bilgileri aynı firmanın daha 2 sene evvel bu bilgileri satarken yakalandığına dair haberler çıkmadı mı ? Haber burada. Yani aslında WhatsApp ‘ın onayımızı istediği yetkiler/haklar hali hazıda sahip olduğu ve gayr-ı resmi olarak da olsa pazarlama da kullandığı veriler ve şu an bu durumu sadece resmiyete döküyor. Ayrıca telefonlarımıza kuruduğumuz bir çok mobil uygulama (özellikle mesajlaşma) mikrofonumuzu kullanmak içinde bizden izin istiyor. Bu da ortam dinleme yapılmasını imkan dahiline getiriyor. (Bazen bulunduğunuz ortamda konuştuğunuz şeyler daha sonrasında karşınıza sosyal medya ya da arama motorlarında reklam olarak hiç çıkmadı mı ?) Yine aynı şekilde yıllardır hayatımızın vazgeçilmez parçası arama motorları ile yaptığımız aramalar sonrası benzer ürünler farklı firmalardan girdiğimiz çoğu internet sitelerinde gözümüzün önüne reklam olarak getirilmedi mi ? Bunlar zaten hayatımızda olan unsurlar. Hepsini yaşıyoruz, görüyoruz, farkında olmasakta düşündüğümüzde anlıyor ve biliyoruz.
Peki neden geldiğimiz bu aşamada bazı kişisel izinler bizlerden isteniyor. Tahminimce bunun bir kaç sebebi var.
Öncelikle, Facebook gibi firmaları birer sosyal medya şirketi olarak düşünmek genel bir yanılgı. Aslında bu firmalar dünyanın en büyük pazarlama şirketleri. Çünkü milyonlarca kullanıcıları, onlar için asıl müşterisi olan küçük, orta ya da büyük şirketlerin ürünlerini pazarlayabilecekleri birer emtea değil midir ? Yoksa neden bedavadan sosyalleşelim diye yüzbinlerce dolarlık ar-ge ve yatırım yaparak bize hizmetler ve yazılımlar sunsunlar ki..
Ve artık pazar daralıyor. Tüketici pazarını her ne kadar domine etseniz de neo-liberal sistem daha fazla para harcamamızı ve ihtiyacımız olmayan ama ihtiyacımız gibi gösterilen, bazen korku imparatorluğu ile bazen ticari yöntemler ile bizlere pazarlanan ürünleri almamızı istiyor. (Yeni telefon, televizyon, arabadan tutun da evde yeteri kadar olduğu halde daha fazla temizlik malzemesi, daha fazla bakliyat, daha fazla kıyafet vs.)
Bu noktada “sosyal medya” şirketleri daha fazla ürün pazarlayabilmek için yenilikler peşinde koşuyorlar. Bunlardan birine örnek, Çin pazarında hakim bir sosyal medya platformun da olduğu gibi, mevcuttaki yapıları üzerinden para transferi, alışveriş, market ya da yiyecek siparişi gibi alanların platformda önünü açabilmek. Elbette buna ilave olarak yasal olarak devletlerin kolluk kuvvetlerinin talep ettiği kişisel ya da genel olan bilgileri gerektiğinde ya da gerekmediği zamanlarda da yine siyasi pazarlama unsuru olarak (Ör: A.B.D. 2016 Başkanlık Seçimleri haber burada) kullanabilmek.
Yani özetleyecek olursak. Herşey bizlere daha fazla ürün ya da hizmet gibi unsurları pazarlamak.
Saniyede yüzbinlerce dolar kazanan yapılardan bahsediyoruz. Emniyetten arıyoruz, savcılıktan arıyoruz bize 10 bin lira yatırın diyenler gibi milyar dolarlar değerinde şirketlerin amacı kartlarımızdaki ya da hesaplarımızdaki 3-5 bin lira limitin yada bakiyenin peşinde değiller. Alışkanlıklarımızın ve beğenilerimizin peşindeler. Çünkü o alışkanlıklarımız saniyede yüzbinlerce dolar kazandırıyor zaten bu firmalara.
Evet yapılan şey ahlaki ya da etik olarak değerlendirildiğinde elbette doğru değil. AB üye ülkelerinde Kişisel Hayatın Gizliliği gibi konular Anayasal olarak ciddi bir şekilde korunduğundan bu bilgiler talep edilemiyor ama bu konuda daha zayıf ve sınıfta kalmış ülkelerde bu sözleşme bir zorunluluk olarak kullanıcıların karşısına çıkıyor.
Şunu da hatırlatmakta ayrıca fayda görüyorum. Bir çoğumuzun telefonlarında geçirdiği süre ortalamasında uygulama olarak ilgili firmanın uygulamaları en üst sırada. Özellikle WhatsApp, cep telefonlarımızda sesli görüşmeden bile daha fazla zaman geçirdiğimiz bir iletişim uygulaması. Uluslararası aramalar, mesajlaşmalar, sesli görüşmeler ya da dosya paylaşımı gibi konularda bir tek özel hayatımızda değil iş hayatımızda dahil olmak üzere bir çok alanda cep telefonlarımızın olmaz ise olmazı olmuş durumdadır.
Bilişim alanındaki diğer haberler için buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz…