Baden Powell kimdir ? Robert Stephenson Smyth Baden-Powell (Doğum: 22 Şubat 1857 – Ölüm: 8 Ocak 1941)
Baden Powell olarak bilinse de asıl adı Robert Stephenson Smyth Baden Powell’dir. Dünya izcileri arasında ise kısaca BP olarak tanınır. 22 Şubat 1857 de İngiltere Londra ‘da doğmuştur. Babası H. G. Baden Powell, Oxford Üniversitesi’nde değerli bir profesör, annesi ise bir kolonici bir İngiliz amiralinin kızı olan W. T. Smyth ‘dir. Baden Powell ‘in çocukluğu bir çok zorluklar ve güçlükler içinde geçti. Henüz üç yaşındayken babasını kaybetti. Babasının diğer eşlerinden çocukları ile toplamda yedi kardeştiler ve en büyükleri on dört yaşındaydı. Ailenin bütün yükü annenin üzerine kalmıştı.
Doğaya karşı çok küçük yaşından beri hayranlık duyan küçük Robert ‘in çocukluğu kamplar ve kır yürüyüşleri ile geçti. Fırsat buldukça okuldan ve öğretmenlerinden kaçıp sık sık ormanda ve kırlarda dolşamaya çıkıyordu. Bu, 1870 yılında Charterhause okuluna girene kadar böyle sürdü. Baden Powell, bu okulda burslu olarak okuyordu.Çok yönlü ve etkin bir öğrenci olarak tanınırdı. Futbola olan ilgisi ve yeteneğinden dolayı okul takımında kalecilik bile yapmıştı. Bütün bunların yanı sıra arkadaşlarının hayranlığını kazanmasını da bilmişti. Çünkü doğanın kazandırdıkları ile elinden her iş gelen bir gençti. Örneğin güzel resim yapması ve müzik konusundaki yeteneği de bunu kanıtlıyordu.
On dokuz yaşına geldiğinde okulu bitiren Baden Powell asteğmen rütbesi ile Hindistan ‘a giderek CRIMEAN savaşında süvari olarak görev aldı. Katıldığı süvari alayı bu savaşta oldukça yararlıklar göstermişti. Yirmi altı yaşına gelip yüzbaşı olduğu zaman bile doğaya olan ilgi ve sevgisini yitirmemişti. 1887 yılına göz attığımızda onu Afrika ‘da Ashanti ve Zulu gibi güçlü kabilelerle Matabel ‘in kurtuluşu için yapılan savaşlarda bulundu.
Afrika yerlileri onun cesaretini görüp bir de ad takmışlardı; IMPEESA, bu «Uyumayan Kurt» anlamına gelen bir sözcüktür. Baden Powell 1899 yılında albaylığa terfi ettiğinde oldukça ünlü bir kişi durumuna gelmişti. O yıllarda ise Powell’ı Mafeking Savaşında görüyoruz. Güney Afrika ‘da oluşan ayaklanma sonucu İngiltere ile Transvaal hükümeti arasındaki ilişkiler bozulmuştu. Baden Powell iki kıta askerle Mafeking Kasabasına gelerek 217 gün süren ve 13 Ekim 1899 da başlayan kuşatmada üstün yararlıklar göstererek kasabayı Boer ‘lerin saldırılarına karşı savunmuş ve bu başarısından dolayı ulusal kahraman ilan edilerek generalliğe terfi ettirilmişti.
Bu arada ünü İngiltere ‘de de duyularak toplumun sevgi ve saygısını kazandı. İngiltere, 1901 yılında yurduna dönen bu generali bir kahraman gibi karşıladı. Malta ‘da askerliğini yaptığı sıralarda istihbarat subayı olarak da çalışmış ve görevi gereği özellikle bir çok Akdeniz ülkesine kılık değiştirerek girmişti. İngiltere ‘ye döndüğünde ilk olarak askerler için bir kitap yazdı. Adı, İzciliğe Yardım (Aids to Scouting). Bu kitap okullarda ders kitabı olarak okutulduğu gibi oldukça da ilgi gördü.
Bu gelişmeden sonra Baden Powell ‘da ülkesinin çocuklarına yardım etme duygusunun yoğunlaştığını görüyoruz. Aslında bu duyguyu Mafeking ‘de karşılaştığı yerli çocuklar yaratmıştı ve izciliğin doğması fikrinin ilk temelleri de o sıralarda oluşmuştu. Bu çocuklar savaşlarda haberci olarak kullanılmaktaydılar ve doğa ile sıkı bir işbirliği içindeydiler. Bunun yanı sıra o dönemde İngiliz gençliğinin de durumu pek iyi sayılmazdı. Böylece Baden Powell ordudan ayrıldı ve izciliği kurma çalışmalarına başladı.
İlk kampı 1907 yılında 20 izci ile Pool Limanı açıklarındaki Brownsea Adasında yaptı. Daha sonra 1908 yılında Scouting For Boys (Erkek Çocuklar İçin İzcilik) adlı kitabını yayınladı. Bu kitap İngiltere’de büyük ilgi gördü. Bu ilgi daha sonra bütün dünyaya yayıldı ve bir çok ülkede milyonlarca basıldı. İzcilik fikri dünya gençliğini oldukça etkilemişti. Baden Powell ‘e izciliğin kuruluşundan bir süre sonra İngiltere Kraliçesi tarafından Sir ünvanı verildi. Bundan böyle amaçları saptanan izcilik tüm dünyada bir kardeşlik havası içinde hızla yayıldı.
Kendisine Gilwell Lordu da denilen BP (Baden Powell) son yıllarını çok sevdiği Kenya ‘da geçirdi. 8 Ocak 1941 yılında öldüğünde kendi isteği üzerine Afrika ‘da askeri bir törenle Nyer ‘deki mezarlığa gömüldü. Bu törende tabutu dört asker ve dört Afrika ‘lı izci tarafından taşınmış, Avrupa, Asya ve Afrika ‘dan gelen 50 izci ise dünya izciliğini temsilen törene katılmıştı.
İzcilik ve Kampçılık başlığı altındaki sizler için derlenen yazılarımıza buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz…
